Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna ve ebeveynler.

Ebeveynler arasındaki ilişkinin çocuklar üzerindeki etkisi.

Ebeveynlerin çocuklarıyla beraber oldukları her yerde; ev ortamında, aile içi ilişkilerde.

Çocuğun etkilenme süreci, hamilelik döneminde başlıyor ve 0-6 yaş dönemi boyunca yoğunlaşıyor.

Çocuklar, ebeveynlerinin tutum ve davranışlarını gözlemleyerek öğrenirler ve bu gözlemler, ileride kuracakları ilişkilerin temelini oluşturur.

Ebeveynler arasındaki tartışmaların yönetimi, çocukların psikolojik ve sosyal gelişimini doğrudan etkiler. Çatışmaların yapıcı şekilde çözülmesi çocuklar üzerinde olumlu, yıkıcı tutumlar ise olumsuz etkiler bırakır.

Maymun Çiçeği Hastalığı Hakkında Uyarı: Yakın Temas ve Enfekte Hayvanlara Dikkat! Maymun Çiçeği Hastalığı Hakkında Uyarı: Yakın Temas ve Enfekte Hayvanlara Dikkat!

Günümüzde ebeveynler, çocuklarının yaşamını en ince ayrıntısına kadar planlamaktadır: Sağlıklı beslenme, iyi bir eğitim, doğru oyunlar ve daha fazlası. Ancak, bu süreçte gözden kaçan kritik bir unsur vardır: Ebeveynler arasındaki ilişki.

Çocuklar, anne ve babalarının arasındaki ilişkiyi gözlemleyerek hayatı öğrenirler. Byron Norton'un da dediği gibi, bir çocuğun aslında üç ebeveyni vardır: Annesi, babası ve anne-babası arasındaki ilişki. Bu üçüncü "ebeveyn", çocuğun ilişkiler konusundaki ilk ve en etkili öğretmenidir.

Çocuğun ebeveynler arasındaki ilişkiden etkilenmesi, hamilelik döneminde başlar. Hamilelik, annenin fizyolojik ve psikolojik olarak hassas olduğu bir dönemdir ve plasenta aracılığıyla bebeğiyle sürekli bir alışveriş halindedir. Bu süreçte annenin yaşadığı stres ve duygusal durum, bebeği de doğrudan etkiler.

Doğumdan sonra, özellikle 0-6 yaş arası dönem çocuğun psiko-sosyal gelişimi için kritik öneme sahiptir. Çocuk, ebeveynlerinin tutum ve davranışlarını gözlemleyerek içselleştirir ve benzer davranış örüntüleri geliştirir. Bu nedenle, ebeveynler arasındaki ilişkilerin niteliği, çocukların gelecekteki ilişkilerine yön verir.

Ebeveynler, "Çocuk o, daha anlamaz" veya "Küçük daha bilmez" gibi yaygın yanlış inanışlarla hareket edebilir. Ancak araştırmalar, çocukların ebeveynlerinin tartışmalarına maruz kalmalarının, üç ana algı geliştirdiğini göstermiştir: Tehdit, başa çıkma ve suçlama. Çocuklar, ebeveynlerinin çatışmalarını nasıl yönetebileceğini öğrenirler ve bu öğrenme, ileride kendi ilişkilerini nasıl yöneteceklerini etkiler.

Ebeveynler arasındaki çatışmaların yıkıcı olduğu, sürekli tartışmaların yaşandığı ve seslerin yükseldiği bir evde büyüyen çocuklar, sosyal ve akademik yaşamlarında da benzer agresif tutumlar geliştirebilirler. Baskın bir ebeveynin sessiz kalan bir diğer ebeveynle çatıştığı evlerde büyüyen çocuklar ise daha endişeli ve depresif bir tutum sergileyebilir. Ebeveynlerinden birinin aldatıldığını gören çocuklar ise ileride güven sorunları yaşayabilir.

Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, "Her ailede tartışmalar yaşanır, ancak bu tartışmaların nasıl yönetildiği ve nasıl sonuçlandığı çok önemlidir." diyor. Evde seslerin yükselmediği, yapıcı çözümler bulunan, her bireyin dinlenildiği ve saygı gördüğü bir ortamda büyüyen çocuklar, problem çözme becerileri geliştirir ve sağlıklı bir iletişim kurmayı öğrenir.

Ebeveynler arasındaki ilişkinin yapıcı ve mutlu olması, çocukların da mutlu ve sağlıklı bireyler olarak büyümesini sağlar. Aksi takdirde, çocuklar ebeveynlerinin yaşadığı her olumsuzluktan etkilenir, anlar ve unutmaz. Çocuğunuz, sizin bir yansımanızdır; siz nasıl bir ebeveyn olursanız, çocuğunuz da ileride sizin bir parçanızı taşıyan bir ebeveyn olacaktır.

Kaynak: Görsel Haber