"Sual: 'Rasûlullâh’ın: «Allah Teâlâ, kulunun tevbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabûl eder.» (Tirmizî, Deavât, 98/3537) hadîs-i şerîfi hakkında ne düşünüyorsunuz?' sorusuna, sâlih bir zâtın cevabı üzerine, terzinin tevbesi.
Şeytanın vesvesesine kapılarak tevbenin geciktirilmesi, en büyük zaman kayıplarından biridir. Akıllı bir mü'min, hemen tevbe etmeli ve son nefesi için hazırlıklı olmalıdır.
Terzinin Tövbesi
Bir terzi, sâlih bir zâta şöyle sordu:
'–Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in: «Allah Teâlâ, kulunun tevbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabûl eder.» (Tirmizî, Deavât, 98/3537) hadîs-i şerîfi hakkında ne düşünüyorsunuz?' O zât şu cevabı verdi:
'–Evet, bu doğrudur. Fakat senin mesleğin nedir?'
'–Terziyim, elbise dikerim.'
'–Terzilikte en kolay iş nedir?'
'–Makası tutup kumaşı kesmektir.'
'–Kaç seneden beri bu işi yapıyorsun?'
'–Otuz senedir.'
'–Canın gırtlağına geldiği zaman, kumaş kesebilir misin?'
'–Hayır, kesemezdim.'
'–Ey terzi! Sen bir işi otuz senede öğrendin ve kolaylıkla yaptın. O işi yapamaz hâle geldiğinde, hiç yapmadığın bir tevbeyi nasıl yapabilirsin? Bugün güçlüyken tevbe et! Son nefeste istiğfar ve güzel bir son nasip olmayabilir... Hatırla: "Ölüm gelip çatmadan önce tövbe edin!" (Münâvî, V, 65) sözünü işittin mi?'
Bu sözler üzerine terzi, samimi bir şekilde tevbe etti ve sâlih kimselerden oldu.
Çünkü Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, insanların yaşadıkları gibi öleceklerini ve nasıl öldükleri gibi dirileceklerini haber vermiştir (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663)."