Hama, Suriye'nin en önemli İslami merkezlerinden biriydi. Ancak Baas rejimi için bir tehdit oluşturuyordu çünkü halk, rejimin baskıcı politikalarına karşı çıkıyordu. Hama'daki halk, anayasada geçen "Devlet Başkanının dini İslam'dır" maddesinin değiştirilmesine karşı çıktı ve bu, rejim için bir meydan okumaydı. Bu nedenle, Hafız Esad'ın liderliğindeki rejim, Hama'yı susturmak için acımasız bir kampanya başlattı.
Baas rejimi, 1982'de Hama'ya karşı bir askeri harekat düzenledi. Kenti kuşattı, tüm iletişim yollarını kesti ve sivil yerleşim bölgelerini hedef aldı. Şehir, ağır topçu ateşi altında yerle bir edildi. İnsanlar, cami minarelerinden cihad ilan ederek şehri savunmaya çalıştılar ancak rejim güçleri karşısında güçsüz kaldılar.
Rejim güçleri, Hama'yı ele geçirdikten sonra, şehirdeki sivilleri tutuklayıp askeri kamplara götürdü. Burada işkencelere maruz kaldılar ve açlıkla yüzleştiler. Kadınlar tecavüze uğradı, çocuklar açlık ve korku içinde yaşadı. Rejim, cesetleri toplamak ve saklamak için zehirli gazlar kullandı.
Katliam sonucunda en az 40 bin kişi hayatını kaybetti ve binlerce kişiden bir daha haber alınamadı. Şehirdeki altyapı neredeyse tamamen yok edildi, camiler ve tarihi eserler tahrip edildi. Ancak Hama Katliamı, sadece bir noktada durmuyor; günümüzde Esed rejimi, benzer vahşetleri başka şehirlerde tekrar ediyor ve milyonlarca Suriyeli, hala rejim zulmünden kaçmak zorunda kalıyor. Bu trajedi, sadece bir hatıra değil, aynı zamanda Suriye halkının yaşadığı acının sembolüdür.
