Günümüzde ev hanımlığı, küçümsenen ve değeri yitirilen bir kavram olarak algılanmaya başladı. Peki, ev hanımlığının bu noktaya gelmesinin nedeni ne? Bu durumun ortaya çıkmasındaki temel etkenler nelerdir? Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu sorulara ilginç bir bakış açısıyla yanıtlar veriyor.
Tarhan'a göre, ev hanımlığının değersizleştirilmesinin temel nedenlerinden biri feminizmdir. Feminizm, kadın-erkek ilişkilerini bir çatışma haline dönüştürmüş ve kadının özgürlüğünü çalışma hayatına atılmasıyla eşdeğer görmüştür. Bu nedenle ev hanımlığı meslek olarak küçümsenmiş ve değersizleştirilmiştir. Modernizm de kadının özgürlüğünü çalışma hayatına atılmasıyla özdeşleştirmiş ve ev hanımlığını iş olarak kabul etmemiştir.
Ancak paradigma değişiklikleri sonucu, çalışan kadınlar ev işlerini yine üstlenmek zorunda kalmıştır. Bu durum kadınlar için olumsuz bir sonuç doğurmuş, çatışmalara ve yorgunluğa neden olmuştur. Tarhan'a göre, bu durumda erkeklerin de ev işlerine katkı sağlamaları ve işleri paylaşmaları gerekmektedir. Ancak erkeklerin genellikle bu konuda duyarsız olduğunu ve ev hanımlarının işlerini küçümseyerek değersizleştirdiğini belirtiyor.
Tarhan, erkeklerin genellikle işe odaklı olduklarını ve ev işlerini küçümseyerek matematiksel bir bakış açısıyla ele aldıklarını söylüyor. Oysa kadınlar için işlerin nasıl yapıldığı ve süreç çok daha önemlidir. Bu farklı bakış açıları, çatışmalara yol açabilir. Bu nedenle Tarhan, erkeklerin duygusal yönlerini geliştirmeleri ve kadınların da mantıklı düşünme yeteneklerini artırmaları gerektiğini vurguluyor.
Ev hanımlarının işlerini küçümsemelerinin ardında, modernizmin ve görsel kültürün etkisi olduğunu belirten Tarhan, kadınların dış görünüşlerine aşırı önem verilmesinin iç güzellikleri ihmal ettiğini ve estetik cerrahlara yönlendirdiğini söylüyor. Bu da aile içi çatışmalara ve mutsuzluğa neden olabilir.
Tarhan, ev hanımlarının işini dünyanın en önemli mesleği gibi görmeleri gerektiğini ve aile içi rollerin farklılaştırılması gerektiğini savunuyor. Ev hanımlığının birçok farklı rolü içerdiğini ve bu rollerin önemini anlayarak, kadınların kendilerini değerli hissetmeleri gerektiğini belirtiyor.
Son olarak, Tarhan, ev hanımlarının özgürleşmesinin evdeyken ve ekonomik özgürlüğün sağlandığı bir ortamda gerçekleştiğini ve ev hanımlığının aile mühendisliği olarak yeniden tanımlanabileceğini öneriyor. Aile içi ilişkilerin güçlendirilmesi ve ev hanımlarının değerlerinin artırılması için toplumun ve devletin bu konuya daha fazla önem vermesi gerektiğini vurguluyor.