Müslüman Kardeşini Ziyaret Etmenin Fazileti İle İlgili Hadis
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Bir kimse, başka bir köydeki din kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, onun yolunda gözetlemek için bir melek görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek ona şöyle sordu: 'Nereye gidiyorsun?' Adam, 'Şu ilerideki köydeki din kardeşimi ziyaret etmeye gidiyorum' diye cevap verdi. Melek, 'Onunla herhangi bir menfaatin mi var?' diye sordu. Adam, 'Hayır, sadece Allah rızası için onu seviyorum ve ziyaretine gidiyorum' dedi. Bunun üzerine melek şöyle söyledi: 'Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öyle seviyor. Ben, Allah Teâlâ'nın sana gönderdiği elçi olarak bu müjdeyi vermek için buradayım.'"
Bu hadis, sevdiği din kardeşini ziyaret etmek için samimi bir niyetle yola çıkan bir kişinin, Allah'ın rızasını kazanma fırsatına sahip olduğunu göstermektedir.
Hz. Peygamber, sahabelere ve Müslüman topluma eğitim verirken, bazen eski milletlerin yaşamlarından örnekler vererek konuyu daha iyi anlamalarını sağlardı. Bu hadiste de isim ve yer belirtilmeden, "Sevginin karşılığı sevgidir" fikrini aktaran bir olay anlatılmaktadır.
Dikkat çekici olan nokta, din kardeşini ziyaret etmek için yola çıkan kişinin, yolda bir melek tarafından durdurulup konuşmasının gerçekleşmesidir. Bu olay, doğal ve sade bir ortamda meydana gelir. Yolda karşılaştığı kişi, nereye gittiğini sorar ve ziyaretçi niyetini açıklar. Ancak meleğin "Onunla herhangi bir menfaatin mi var?" şeklindeki sorusu, farklı bir durumu ima eder gibi görünür. Ziyaretçi, samimi bir niyetle hareket ettiği için bu sorunun ardında başka bir amaç aramaz. Net bir şekilde "ticaret için değil, sadece Allah rızası için onu seviyorum ve ziyaretine gidiyorum" şeklinde cevap verir. Melek, ziyaretçinin samimi niyetini fark eder ve ona dünyanın en büyük müjdesini verir: "Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öyle seviyor, Allah senden razıdır."
Muhtemelen en büyük ticaret de budur. Ziyaretin ticarete dönüşmesi demek, böyle bir anlamı anlamak ve aramak gerekmektedir.
Aslında bir kişinin bir dostunu ziyaret etmesi, dışarıdan bakıldığında, hasret gidermek, biraz sohbet etmek ve gönül eğlendirmek gibi görünebilir. Yeme-içme, hal-hatır sorma gibi ağırlıklı bir ziyaretin, Allah'ın sevgi ve rızasını kazanmaya nasıl vesile olabileceği sorusu akla gelebilir. Allah için sevdiği bir dostunun gönlünü hoş etmek amacıyla kendi köyünden veya şehrinden ayrılıp başka bir köye veya şehre gitmek, öncelikle Allah sevgisiyle hareket etmek anlamına gelir. Bu, güzel bir niyetin ürünü ve sonucu olan adetlerin ibadete dönüşmesini sağlar. Günümüzde, maddi çıkarı olmadan yerinden kıpırdamayan, başkası için adım bile atmayan insanların arttığını hepimiz biliyor ve görüyoruz. Bu tür bir ortamda, sadece sevdiği için bir arkadaşını ziyaret etmek, İslam'ın aradığı insan ilişkilerini canlandırma çabası anlamına gelir. Çünkü bu, bir Müslümanın karşılıksız davranışıyla sevdiklerinin kalbini hoş etmeye yönelik bir harekettir. Olgun bir imanın varlığını gösteren bir davranış olduğunu başka bir hadis-i şerif de belirtir (Ebû Dâvûd, Sünnet 15).
Bir keresinde yaşlı bir hoca efendiye ziyarette bulunduğumuzda, şunları söylediğini hiç unutamıyoruz: "Güzel dinimizin sıla-i rahim konusuna bu kadar değer verdiğinin hikmetini şimdi anlıyorum, evladım. İnsan, kimse arayıp sormadığında, ziyaretin ne anlama geldiğini anlıyormuş. Bir kişinin gelip selam vermesinin ve ziyaret etmesinin ne anlama geldiğini kimse benim kadar bilemez."
Bu hadislerden çıkarılması gereken dersler şunlardır:
Allah için sevmek ve dostları Allah için ziyaret etmek büyük bir fazilettir.
Allah'ın rızasını kazanmak, günlük işler ve insan ilişkileriyle mümkündür. Tek gereken iyi bir niyettir.
Melekler insan kılığına girerek insanlarla konuşabilirler.
Kaynak: Riyazüs Salihin
