Son nefeste "Lâ ilâhe illâllah" kelimesini dile getirmenin hayati önemini anlamak için Hazret-i Ömer'in Hazret-i Talha ile yaşadığı bu olaya göz atalım. Bir gün Hazret-i Talha'nın üzgün olduğunu gören Hazret-i Ömer, sebebini sordu. Talha, Allah Rasûlü'nün bir sözüne şahit olduğunu ve bu sözün ölüm anında söylenirse amel defterine bir nur olacağını, cesedi ve ruhu için de ilâhî rızâ, rahmet ve huzura vesile olacağını öğrenmişti. Ancak, bu sözü Rasûlullah'tan öğrenemediği için üzgündü.
Hazret-i Ömer, Talha'nın bu hüzünlü durumuna çözüm bulmak amacıyla şu açıklamayı yaptı: "Ben o sözü biliyorum. O, Peygamber Efendimiz’in amcası Ebû Tâlib'e söylemesini istediği 'Lâ ilâhe illâllah' cümlesidir. Rasûlullah, eğer amcası için daha kurtarıcı bir söz bilseydi, muhakkak onu söylemesini isterdi." Bu durum, ölüm anındaki bu kelimenin kurtarıcı gücünü vurgulayarak, insanın cennete girişine etki ettiğini gösteriyor. (İbn-i Mâce, Edeb, 54. Ayrıca bkz. Ahmed, I, 6)
SON NEFESİNDE “LÂ İLÂHE İLLÂLLAH” DİYEN CENNETE GİRER
Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurdu: "Kimin son sözü, 'Lâ ilâhe illâllah' olursa cennete girer." Bu hadîs-i şerîfin açıklamasına göre, âlimlerin beyânına göre murâd, "Lâ ilâhe illâllah" sözü ile onun ayrılmaz bir parçası olan "Muhammedü’r-Rasûlullah" ilâvesidir. Bu iki ifadeyi birlikte dile getirmek önemlidir. Bazı rivâyetlerde sadece "Lâ ilâhe illâllah" cümlesi geçse de, aslında her ikisinin de kastedildiği anlaşılır. Çünkü "Lâ ilâhe illâllah" sözü, şer'an kelime-i şehâdetin her iki cümlesine birden alem olmuştur.
Haber Merkezi