104 MADDEDE GÜNLÜK YAPILACAK SÜNNETLER 104 MADDEDE GÜNLÜK YAPILACAK SÜNNETLER

Görsel Haber- Ahirette insanın 33 yaşında olacağına dair rivayetler bulunsa da bu yaş, dünyadaki yaşla özdeş değildir. Bu ifade, cennette insanın en mükemmel halde olacağını anlatır. Ahireti dünya ölçüleriyle yorumlamak yerine, insanın en yüce halde olacağını ifade eder.

Kişi nasıl yaşarsa, öyle ölür ve nasıl ölürse öyle dirilir. Bu sebeple, insanların dünyada işledikleri günahlara göre dirileceğini bildiren rivayetler mevcuttur. Herkes kim olduğunu bilecek ama günahının durumuna göre farklı olacak.

Benzer tohumlar toprağa atıldığında dahi, bitkilerin şekil, tad ve görüntüsü farklı olur. Haşirde (yeniden dirilişte) de insanlar benzer şekilde farklılık gösterecektir. Kimi fevkalade mükemmel ve güzel olurken, kimi son derece kötü bir halde olabilir.

Ahirette bedenlerimiz nasıl olacak?

Hadis-i şerifte, insan bedeninde yer alan ve her durumda asıl özünü koruyan bir bölge olan "acebu’z-zeneb" olarak adlandırılan kuyruk sokumu bölgesindeki bir hücrenin, bir molekülün, bir genin esas alınarak yeni bir bedenin oluşturulacağına dair bilgiler yer almaktadır. Hadisin özü şu şekildedir: “İnsan bedeni toprakla birlikte tükenir, fakat kuyruk sokumu denilen bir kemik/parça hiç çürümez; kıyamet günü insanların bedenleri bu parçadan yeniden inşa edilir.” (Buhari, Tefsir, 78).

Bu hadis, insanın bedeninin ölüm sonrası yok olacağını ancak kuyruk sokumu bölgesindeki bu kemik veya parçanın korunacağını ve kıyamet gününde insanların yeni bedenlerinin bu parça üzerine inşa edileceğini ifade eder. Bu, insanın yeniden dirilişine yönelik sembolik bir anlatıdır.

Allah'ın kıyamet günü yüzüne bakmayacağı 3 kişi! Okuyunca tüyleriniz  ürperecek - Türkiye Haberleri - TV100

Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Kıyamet günü, isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. O yüzden isimlerinizi güzel seçin.” (Ebu Davud, Edeb 69) Bu, her insanın kendi ismi, kökeni ve kişisel özellikleriyle dirileceğini vurgular. Cennete gidenler, sevdikleriyle bir arada olacaklar ve ayrılık yaşanmayacak. Peygamber Efendimiz başka bir hadisinde, "Kişi sevdiğiyle beraber olacaktır." demiştir. Cehenneme gidenler arasında bazıları yalnızlık içinde olacaklarından, eski arkadaşlarını göremeyebilirler.

İnşallah cennette, dünyada arzuladığımız her şeyin en mükemmelini bulacağız, çünkü buna layık olacağız.

Ruhların bir kutuya kilitlenmesi gibi bir durum söz konusu değildir, bazı mübarek insanlar ölen ruhlarla iletişim kurabilirler. Ancak ruhlarla konuştuğunu iddia eden bazı kişilerin gerçekte cinlerle konuştuğu bilinir. Bu nedenle, ruhlarla konuştuğunu söyleyen herkese inanmamak gerekir.

Ölüm, yok olma değil, daha güzel bir aleme geçiştir. Toprağa gömülen bir tohum gibi görünüşte ölür ve çürür, ancak aslında daha güzel bir yaşama dönüşür, fidandan ağaca uzanan bir süreçtir.

Benzer şekilde, insanın ölümüyle beden toprağa gömülür ve çürür gibi görünse de, gerçekte kabir ve ara alemlerde daha mükemmel bir yaşama geçiş yapar.

Beden ile ruh arasındaki ilişkiyi, ampul ile elektrik ilişkisine benzetebiliriz. Ampul kırılsa bile elektrik yok olmaz, varlığını sürdürür. Görmesek de elektrik hala mevcuttur. İnsanın ölümüyle ruh bedenden ayrılır, ancak varlığını sürdürür. Allah, ruha daha güzel bir hâlet-i ruhiye verir ve kabir aleminde yaşamına devam eder.

KABİR AZABI HAK MIDIR?

Peygamberimiz (asm) şu şekilde buyurarak:

Kabir hayatının varlığını ve niteliğini bizlere aktarmıştır: “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (Tirmizî, Kıyamet, 26)

Bir insan, iyileşmeyen bir hastalıktan öldüğünde şehit kabul edilir. Bu tür şehitlere "manevi şehit" denir. Şehitler, kabir hayatında özgürce dolaşırlar ve öldüklerinin farkında değillerdir. Onlar, sanki yaşamaya devam ediyorlar, sadece daha mükemmel bir hayatın içinde olduklarını biliyorlar. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Şehit, ölüm acısını hissetmez.” (Tirmizî, Cihâd, 6; Nesâî, Cihâd, 35; İbni Mâce, Cihâd, 16; Dârimî, Cihâd, 7)

Kur'an-ı Kerim'de de şehitlerin ölmediği, onların ölümü fark etmedikleri belirtilir. Dolayısıyla, bilinçlerinde ölüm yoktur ve bu durum onların lezzetlerini artırır. Normal ölenler ise ölümün farkında oldukları için lezzetlerini tam olarak hissedemezler.

İmanlı ölen ve kabir azabı görmeyen insanların ruhları özgürce dolaşabilir. Bu nedenle, pek çok yere gidebilirler ve çeşitli yerlerde bulunabilirler. Hatta bazıları, şehitlerin lideri Hz. Hamza gibi, insanlara yardım etmiş ve hala etmeye devam ediyorlar.

Ruhlar alemindeki varlıklar, anne karnından doğuma geçen insanlar gibidir. Oradan dünyaya gelirler ve burada bir araya gelirler. Benzer şekilde, bu dünyada ölen insanlar da ölümle başka bir alemde doğarlar ve orada özgürce dolaşırlar. Bizim gibi bu dünyadayken birbirimize veda ettiğimiz gibi, öbür tarafa geçtiğimizde bizi karşılayacaklar var. İnşallah, bizi Allah'ın izniyle sevdiklerimizle birlikte karşılayacaklardır. Tek şartımız, gerçek bir kul olmak ve Allah'a iman etmektir.

Haber Merkezi

Editör: Ömer Faruk