22 Eylül Cuma akşamı katıldığı özel bir televizyon kanalında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkçe ortalaması 70 olmayan öğrencilerin sınıf geçemeyeceğini açıkladı.
Eğitim Bir-Sen Elazığ Başkanı İbrahim Bahşi, Bakan Tekin'in açıklamasına ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Bahşi, bu kararla okuduğunu anlayan bir neslin hedeflendiğini, doğru uygulandığı takdirde kendisini daha iyi ifade eden öğrencilerin yetişeceğini söyledi.
'Öğrencilerin ve toplumun şu an en büyük eksikliği kitap okumamak'
Eğitim Bir-Sen Elazığ Başkanı İbrahim Bahşi
Toplumun ve öğrencilerin en büyük eksikliğinin kitap okumama olduğunu belirten Bahşi, bu uygulamayla okuyan ve okuduğunu anlayan bir neslin yetişeceğini kaydetti.
Bahşi, 'Milli Eğitim Bakanı, Türkçe dersinde ortalamanın 70'in altında olmaması gerekiyor gibi bir açıklama yaptı. Bunun temel esprisi öğrencileri kitap okumaya yönlendirecek bir çalışma olarak değerlendirildiğinde öğrenciler için faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü öğrencilerin şu an en büyük eksikliği, toplumumuzun genel olarak eksikliği kitap okumamak. Kitap okuma alışkanlığımızın olmaması. Kitap okumuyoruz, dolayısıyla burada öğrencilerimiz Türkçe dersinden 70 alabilmek için mutlaka kitap okumaya yönlendirilecek. Kitap okuyan, okuduğunu anlayan, yorumlayan ve analiz edebilen öğrencilerimiz derslerde başarılı olacak. Bu da bizim toplum olarak ihtiyaç duyduğumuz, eksik alan olarak gördüğümüz meramını anlatamama, derdini anlatamama gibi bir problem yaşıyoruz. Okuma yetersizliğinden kaynaklanan bir sorun olduğu için kelime hazinesi çok düşük bir şekilde kendimizi ifade ettiğimiz bu alanı doldurabilecek bir çalışma olarak değerlendirildiğinde öğrencilerimiz için faydalı olacağı kanaatindeyiz. İnşallah bu amaca hizmet edecek şekilde öğrencilerimiz kitap okumaya yönlendirilir.' şeklinde konuştu.
'Burada Türkçe dilinin yüceltilmesi söz konusu değil'
Bu uygulamanın ırkçı bir yaklaşım içermediğini söyleyen Bahşi, öğrencinin matematik dersinde de soruyu anlamadığı zaman çözemediğini ifade etti.
Öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırılması gerektiğini belirten Bahşi, 'Burada Türkçe dilinin yüceltilmesi söz konusu değil. Öğrenci matematik dersinde de soruyu anlamadığı zaman çözemiyor. Okuma alışkanlığı makale, dergi, kitap gibi şeyler okuyarak mutlaka okuma alışkanlığı kazanması gerekiyor. Kelime dağarcığını zenginleştirmesi gerekiyor. Bu yapıldığı zaman öğrenci okuduğu metni kısa sürede kavrıyor, analiz edip yorumlayabiliyor. Toplumda kendisini rahat ifade edebiliyor. Bu her bireyin toplumda en asgari düzeyde bilmesi gereken bir beceridir. Bu beceriyi kazanmamız gerekiyor. Bu uygulamada inşallah bu açığı tamamlayacak.' dedi.
'Okuyan insan, diğer insanlara karşı da saygılı olacaktır'
Okuma oranının artmasıyla toplumdaki ahlaki bozulmanın da düzeleceğini ifade eden Bahşi, okuyan insanın topluma faydalı insan olacağını söyledi.
Okuma oranının artmasıyla daha huzurlu bir toplumun oluşacağını aktaran Bahşi, 'Okuma sadece bir sınav için değil, okuyan insan düşünen insandır. Topluma faydalı olan insandır. Okuyan insan diğer insanlara karşıda saygılı olacaktır. Kendisini yetiştirmiş bir birey olarak ön plana çıkmış olacak. Bu şekilde kendisini yetiştirmiş bir toplumda da daha huzurlu bir toplum hayatı görmemiz mümkün olacaktır. Dolayısıyla eğitimde yapılan bu çalışmaların ürününü almamız çok kısa vadede olmuyor orta ve uzun vade de bunların sonuçlarını görüyoruz.' diye konuştu.
'Burada velilere de iş düşüyor'
Bu uygulamayla daha hızlı bir şekilde verimlilik elde edilmesi için velilere de görevler düştüğünü ifade eden Bahşi, ebeveynlere evde kitap okuma saati düzenleyebilecekleri önerisinde bulundu.
Bahşi, 'Evde bir kitap okuma saati düzenlenebilir. Öğrencilerimiz kitap okumaya teşvik edilebilir. Onların her dönemde okumaları gereken belli kitaplar var. Bu öğrencilerimizin kendilerini yetiştirebilecekleri kitaplarla mutlaka buluşturmamız gerekiyor. Velilere de burada iş düştüğünü belirtmek istiyorum.' dedi. (İLKHA)