Bu renk, Afrika, Doğu Asya ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde özellikle yoğun olarak karşılaşılan bir özellik taşıyor. Göz renginin belirlenmesinde rol oynayan melanin adlı pigment, kahverengi gözlere karakteristik bir ton kazandırıyor. Açık kahverengi gözler ise Batı Asya, Amerika ve Avrupa'da sıkça rastlanıyor.
Mavi gözler dünya genelinde yüzde 8 ila 10 arasında bir orana sahiptir. Bu renk, özellikle Avrupa, özellikle de İskandinavya'da sıkça gözlemlenir. Mavi gözlü bireyler, genetik bir mutasyon sonucu daha az melanin üretirler ve bu da gece görüşlerini artırabilirken, parlak ışıkla ilgili bazı zorluklara yol açabilir.
Yeşil gözlü bireylerin dünya genelindeki oranı yaklaşık olarak yüzde 2'dir. Bu renk, Kuzey, Orta ve Batı Avrupa'da daha sık görülür. Irisin içerdiği pigment olan lirokrom, yeşil gözlere özgü bir renk tonu oluşmasına katkı sağlar.
Elâ gözler, dünya genelindeki insanların yüzde 5'ine sahiptir. Nadir bir renk olan elâ, altın, yeşil ve kahverengi lekeler içeren açık veya sarımsı kahverengi bir tonu temsil eder. Elâ gözlüler, genellikle irisin kenarında melanine sahip olmalarına rağmen, kahverengi gözlüler kadar yaygındır.
Kehribar (Amber) gözler, dünya nüfusunun yüzde 5'ini oluşturur ve altın sarısı veya bakırımsı bir renge sahiptir. Bu renkteki gözlerde lirokrom pigmenti bulunurken, melanin içeriği düşüktür. Amber gözleri, köpeklerde, balıklarda ve kuşlarda da gözlemlenebilen nadir bir özelliktir.
Gri gözler ise dünya genelinde nadir olarak yüzde 1'in altında bir orana sahiptir. Bu renk, özellikle Kuzey ve Doğu Avrupa'da sıkça karşılaşılan bir özelliktir. Bilim insanları, gri gözlülerin mavi gözlere kıyasla daha az melanine sahip olduğunu düşünmektedirler. Gri gözler, ışığı farklı bir şekilde dağıtarak solgun bir görünüm kazanırlar.
Göz renginin genellikle 3 yaş civarında kalıcı olarak belirlendiği unutulmamalıdır. Yapay olarak göz rengini değiştirmek mümkün olsa da, bu tür yöntemlerin gözlere zarar verebileceği ve bu nedenle dikkatlice araştırılması gerektiği akılda tutulmalıdır.
Göz Rengi Bir Gecede Değişti!
Kahramanmaraş'ta Olağanüstü Bir Durum: Mehmet'in Göz Rengi Bir Gecede Değişti!
Kahramanmaraş'ta yaşayan Mehmet Takan, doğuştan mavi gözlü olarak biliniyordu. Ancak, yaşadığı beklenmedik bir durum sonrasında sol gözündeki renk bir gecede değişerek kahverengiye dönüştü. Bu olay, tıp literatüründe nadir görülen bir durum olarak öne çıkıyor.
Mehmet Takan'ın ailesi, bu beklenmedik değişikliğin ardında yatan sebepleri anlamaya çalışıyor. Bebeklik döneminde geçirdiği ateşli bir hastalığın ardından duyma yeteneğini kaybeden Mehmet için aile, uzmanların yardımıyla olası tedavi seçeneklerini araştırıyor.
Oğullarının tedavisi tamamlandığında konuşma yeteneğini kazanmasını uman Takan ailesi, yaşanan bu olağanüstü durumu anlamaya ve çözüm bulmaya çalışıyor. Mehmet'in sağlık durumuyla ilgili detaylı incelemeler sürerken, aile, çocuklarının geleceği hakkında umutlu olmayı sürdürüyor.
Açık Renkli Gözlülerde Göz Kanseri Riski Daha Yüksek!
Yapılan ortak bir araştırmaya göre, mavi, yeşil ve gri göz rengine sahip olanlar ile açık ten rengine sahip bireylerde göz kanseri gelişme olasılığının daha yüksek olduğu tespit edildi. ABD'nin New York ve Ohio State üniversiteleri tarafından yürütülen araştırma, yetişkinlerde göz içinde görülen "uvea melanomu" kanseri gelişiminde, genetik bölgedeki göz rengini belirleyen mutasyonların en önemli risk faktörü olduğunu ortaya koydu.
Göz doktoru Doç. Dr. Altuğ Çetinkaya, göz tümörlerini kötü huylu göz tümörleri olarak tanımlayarak, bunların kötü huylu olduğu tespit edildiğinde "göz kanseri" olarak adlandırıldığını belirtti. Çetinkaya, yapılan araştırmanın açık renkli gözlere sahip bireylerde göz kanseri riskinin arttığını gösterdiğini ifade etti.
Belirtiler arasında göz içerisinde kızarıklık, göz kapaklarında şişlik, göz etrafında iltihaplanma ve kaşıntı olduğunu söyleyen Çetinkaya, tümörlerin farklı belirtiler gösterebileceğine dikkat çekti. "Göz kanseri, gözün dışına doğru büyümediği sürece ağrı nadiren görülür." diyen Çetinkaya, risk altındaki kişilerin düzenli kontrollerini yaptırmalarının önemli olduğunu vurguladı.
Araştırmaya göre, göz kanseri riskinin açık göz rengine sahip olanlarda, yaşlılarda, atipik-sıra dışı ben sendromu olanlarda, bağışıklık sistemi zayıf olanlarda, AIDS hastalarında ve organ nakli yapanlarda daha yüksek olduğu belirlendi. Çetinkaya, bilimsel istatistiklere dayanarak risk grubundaki kişilerin belirtilere karşı daha duyarlı olmaları gerektiğini ve düzenli kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini sözlerine ekledi.