Fetva metninde şu ifadelere yer verildi:
"Ödünç, herhangi bir karşılık beklemeksizin kullanılmak üzere birine verilen eşyanın, fıkıh literatüründe ariyye/iğreti olarak adlandırıldığı durumu kapsar. Fetva Kurulu'na gelen soru üzerine yapılan değerlendirmede, Şafiî mezhebine göre ödünç alınan malın, izin verilen amaca uygun kullanılması esnasında meydana gelen zararın tazmin edilmesinin zorunlu olmadığı belirtilmiştir. Ancak, izin verilen alanın dışına çıkılması veya malın kullanımı sırasında değil de bekletildiği esnada zarar görmesi veya telef olması durumunda, malın o günkü değeri üzerinden tazminat ödenmesi gerekmektedir.
Hanefî mezhebine göre ise ödünç alan kişi, malı koruma veya kullanma hususunda herhangi bir taksiratta bulunmamışsa, meydana gelen zararı tazmin etme yükümlülüğü altında olmaz. Ancak, malın korunması gereken bir yere bırakılmaması veya kullanırken dikkatsizlik gösterilmesi gibi durumlarda, meydana gelen zararın tazmin edilmesi gerekebilir."
Bu fetva, ödünç verilen eşyanın zarara uğraması durumunda sorumluluk ve tazminat konularında İslam Hukuku'nun Şafiî ve Hanefî mezheplerine göre nasıl bir tutum benimseyeceğini açıklamaktadır.