Yıldırım, küresel medyanın etkisi altında kalarak objektif olamayan İslam dünyası haber ajanslarına karşı çıkarak, "İsrail'in savaşı yaymak istiyor-muş(!)" ifadesini sorguladı.
Yazar, küresel medyanın Siyonist etkisi altında olduğunu savunarak, İslam dünyasındaki haber ajanslarının İsrail hakkındaki yorumlarının yanlış olduğunu ifade etti. "İsrail, savaşı yaymak istiyor(!)" ifadesini eleştirerek, bu söylemin kaynağını ABD merkezli haber ajanslarına bağladı ve bu ajansların Siyonist etkisi altında olduğunu iddia etti.
Yıldırım, İsrail'in savaşı yayma iddialarını çürütmek için tarihsel örnekler verdi ve İsrail'in Gazze'nin dışındaki bir savaşa hazır olmadığını savundu. Netanyahu hükümetinin iç muhalefetle karşı karşıya olduğunu ve kamuoyu desteğini yitirdiğini ifade eden Yıldırım, İsrail'in Filistin'deki katliamlarının hamileri tarafından artık kabul edilemez hale geldiğini belirtti.
Sonuç olarak, yazar, İsrail'in savaşı yayma iddialarını reddederken, küresel kamuoyunun Filistin'e olan desteklerini ve direnişini vurguladı ve Siyonist etkilerin azalmakta olduğunu savundu.
GAZZEDEN BAKINCA İsrail İsrail Savaşı Yaymak İstiyor-muş(!)
İslam dünyasındaki haber ajansıları, basın ve yayın kuruluşları İsrail hakkındaki yorumlarda küresel haber ajanslarının etkisinde. Objektif olamıyor. Hal böyle olunca da Müslüman kamuoyu yanlış şekilleniyor. “İsrail, savaşı yaymak istiyor(!)” sözü de bunların başında gelir.
Neymiş? Efendim Siyonist Terör Çetesi savaşı; “Lübnan’a, Ürdün’e yayma hesabında. Netanyahu’nun hesabında Yemen... İran’ı da savaşa dahil etmek istiyor. Çünkü İran savaşa girerse ABD, AB’ler de savaşa dahil olacak-mış(!) ABD, Kızıldeniz için müttefik ordu toplamış, Yemen’e saldıracakmış…” gibi.
Bunların kaynağı nedir?
ABD merkezli Associated Press (AP), Birleşik Krallık merkezli Reuters, Fransa merkezli Agence France-Presse (AFP)… Nispeten bağımsız diyebileceğimiz; Katar merkezli el-Cezire ve İspanya merkezli EFE de bir şekilde bunların tesirinde kalıyor.
Gazze’nin verdiği hayır ve bereketle baktık, gördük, anladık ve defalarca anlattık elhamdülillah!
Siyonist sermayeli kapitalizm; BM’nin 5+1’in (Çin, Rusya hariç) “medya, siyaset ve sermayesini” şekillendirebiliyor; küresel algı oluşturuyor. Oluşturuyor oluşturmasına da bu ülkelerin özellikle de küresel kamuoyu artık Siyonist algının yorgunu. Siyonist Terörizm ve sermayesi hakikatte küresel anlamda azınlığın da azınlığı azgın bir azınlık.
Adem Babamızı cennetten çıkaran İblis (al)’in kişilik ve kimliğini taşıyan bu azgın çete; hamisi olan devletlerin canına tak etmiş, halklarını meydanlara dökmüştür. Garbın meydanlarında “Filistin/ HAAS adana” haykıran yüzbinler, milyonlar bunun şahidi. Meydanlardaki bu haykırışlar hiç şüphesiz farklı bir boyuta da evirilmekte.
Küresel vicdan, küresel ortak akla dönüşmekte! Demek istiyorum ki devlet ve hükümetler; bir yere kadar vicdanını çiğneyebilir. Şeref, izan, gururunu da ayakaltına alabilir ancak bir yerden sonra “tekler, durur, düşünür, tersine mühendisliğe” çalışır.
Bugün o gündür. Dünya, insanlık; bir avuç Siyonist Terör Zihniyeti adına her şeyini tüketme noktasına gelmiş. Artık “Ölümden öte köy yoktur!”
Neticede de iyilik kötülüğü yener! Peygamber katili, Dört Kitap’ın Lanetlisi Siyonist Yapı da bunun farkında. Dünya kamuoyu bu!
“İsrail savaşı yaymak istiyor-muş(!)”
Bu mümkün mü? Haşa we kella! Asla!
Birincisi, tarihin öğrettiği; ikincisi de İsrail ve hamilerinin mevcut durumu dediklerimizin delilidir. Son yüzyıl bunun şahididir.
Afrika, sömürgecileri kovma sürecinde. iki Dünya Savaşında, Vietnam’da emperyalistler nihai olarak hedeflerine ulaşamadı.
Değişim ve dönüşümün baş döndürücü hızla oluştuğu bu çağın sürprizleri daha seri, daha şaşırtıcı olabilmektedir.
Tam da bu yüzden tekrarlayayım: İsrail savaşı yayamaz! Netanyahu buna cesaret edemez!
Sömürge Karakolu İsrail, Gazze’nin dışındaki bir savaşa hazır değil. Bunu kaldıramaz. Hamilerinin nezdinde de maddi manevi tüm kredilerini tüketmiştir.
Siyonist’in iç muhalefeti de en güçlü konumda, en vurucu darbelerini Netanyahu hükümetine indirmekte.
Cani Netanyahu, ilgili bakanlık ve komutanlar için mahkeme ve hapis; kamuoyu desteğini yitirmiş hükümet için de erken seçim kaçınılmazdır.
Katliamın hamileri de artık bir kurban istemekte. Çünkü canavarlığın ötesine varan bu hayvanlaşma süreci artık izah edilemiyor.
ABD; bu kadar karşılıksız krediyi kendisi için dahi kullanmamıştır. AB ülkelerinin durumu daha da aşağılayıcı, sözün bittiği yere gelmiş.
Sonuçta katliam ve etnik temizlik yaptıkları bir kıta değil, bir ülke bile değil; var olmaya çalışan en masum, en haklı bir millet; mazlum Filistin!
Meydanlar işte bu çaresiz milletin derdini davasını, ah u feryadını; o paramparça masumları, harabeleri haykırmakta! Proje Devleti’nin, algıların derdest ettiği küresel kamuoyu özellikle Batı meydanları; Filistin için son Peygamberin setredilmiş Vahyi’nin kutlu şafağındaki muştusuna yürümekte..
Suskun ümmet, Batı’dan doğan Güneş’in Nur’uyla ayılıyor, kendine geliyor gibi..
Gazze katliamı devam ederse; Ümmet coğrafyasında, susturulmuş anti emperyalist, anti Siyonist.. Paramiliter yapılar harekete geçer. Gelişmelere, Filistin’e akan gönüllü mücahit akını ve yapılanmasına bakılırsa bu süreç başlamıştır. Emperyalist Siyonist Sermayeli küresel kurum ve kuruluşların, muhtelif silahlı yapıların hedefi olduğuna dair haberler artık daha çok duyulmaktadır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda; Terör çetesinin bu ağır faturanın altından kalkamayacağı açık.
Savaşı yayarım sözleriyle algı yapmakta; Filistin’in etrafındaki devlet, İslami yapılara -sözümona- gözdağı verilmektedir. Siyonist algının altında; caninin yüreğini sarsan, dengesini bozan, umutlarını kıran Filistin Direniş Cephesinin aldığı açık olan Gaybi yardımlardır.
İsrail’in sarsılan imajı ve iç kamuoyu; Küresel meydanlar; ekser Müslüman devletlerin sorumsuzluğu; ümmetin arayışları; HAMAS, İslami Cihad ve müştereklerinin ABD, AB ve dünyanın her yerinden gelen kiralık katillere ve orantısız güçlerine karşı yazdığı Çağın Destanı bu mutlu sonun muştularıdır.
Veli vekilleri ol Ya Settar! Ya Kahhar!.. Weselam!