Filistin'de yaşanan soykırımı kınamak ve özellikle hastane binalarının bombalanması ve sağlık çalışanlarının hedef alınarak öldürülmesine dikkat çekmek amacıyla Adana'daki sağlık çalışanları, "Hekimler ve Sağlık Çalışanları Soykırım ve İşgale Karşı Yürüyor" çağrısıyla bir basın açıklaması düzenledi.
İnönü Parkı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasında, hekimler ve sağlık çalışanları, Gazze'ye yönelik soykırım uygulayan işgal rejiminin, özellikle hastane ve sağlık personeli üzerinde gerçekleştirdiği sivil katliamlara vurgu yaptı.
Basın açıklamasını, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi 6'nci sınıf öğrencisi Abdullah Yavuz okudu. Yavuz, Hekimler ve Sağlık Çalışanları olarak başlattıkları "Sessiz Yürüyüş"ün 6'ncı haftasında olduklarını belirterek, "İşgal altındaki yeryüzünden Özgür Gazze'ye selam olsun!" dedi.
Yavuz, Türkiye genelinde İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok şehirde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen etkinliklerin amacının, Filistinli masumların sesi olmak, siyonist işgalcilerin katliamını duyurmak ve bu zulme karşı durmanın mümkün olduğunu haykırmak olduğunu ifade etti. Geçtiğimiz hafta Han Yunus kentine yapılan saldırı sonrasında yaralananların Naser Hastanesi'ne getirildiğini belirten Yavuz, işgalcilerin bir gün sonra Naser Hastanesi'ni bombaladığını, ayrıca Batı Şeria ve Kudüs'te de israil ve yasadışı yahudi işgalcilerin saldırılarında 301 Filistinlinin öldüğünü aktardı.
Yavuz, ayrıca israil'in Gazze'ye uyguladığı soykırımı duyurmaya çalışan sosyal medya hesaplarına erişim kısıtlamaları getirdiğini, bu zulmü ortaya çıkaran gerçeklerin en büyük düşmanının israil olduğunu vurguladı. Gazetecilere ve basın mensuplarına yapılan saldırılara da değinen Yavuz, israil'in gazetecilere yönelik saldırıları sonucunda sadece 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 98 gazetecinin öldürüldüğünü belirtti.
Gazze'deki acil duruma dikkat çeken Yavuz, özellikle 5 binin üzerindeki kritik durumdaki yaralının tahliye edilmesi için Refah Sınır Kapısı'nın derhal açılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca Gazze içine yardım tırlarının geçişine izin verilmesi çağrısında bulundu.
Gazze'deki direnişi örnek gösteren Yavuz, dünyaya Gazze halkının direnişini, sivillere yönelik yapılan zulmü hatırlatmanın önemine vurgu yaptı. İsrail'in gerçekleştirdiği katliamları anlatan Yavuz, 27 binin üzerindeki şehit ve kayıp, 8 bin çocuğun öldüğü, 6 bin 200 kadının yaşamını yitirdiği bir tablonun ortaya çıktığını dile getirdi. Ayrıca işgal altındaki bölgelerdeki hastanelerin, camilerin, okulların ve diğer altyapıların büyük zarar gördüğünü, milyonlarca Filistinlinin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını ifade etti.
Yavuz, basın açıklamasını "Bugünü 'Dünya Şehit Çocuklar Günü' olarak kabul ediyoruz" diyerek sonlandırdı. Şehit olan çocukların anısını yaşatmak ve her yıl bu katliamı hatırlamak adına bu günü özel bir anma günü olarak belirlediklerini belirtti. Ayrıca sadece Filistin'deki zulmü değil, dünyanın dört bir yanındaki mazlumların yanında olduklarını ve bu konuda harekete geçmeye davet ettiklerini ifade etti. Yavuz, toplu tepkilerin yanı sıra bireysel olarak da eğitimlerine devam ederek güçlenmeye çalıştıklarını, güçlendikçe de mazlum insanlar için üzerlerine düşen sorumluluğun arttığını belirtti.
