Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, işgalci rejime karşı verdikleri mücadele sonucu son günlerde şehit düşen Hizbullah mensupları ve Lübnanlılar için düzenlenen programda bir konuşma yaptı.
Nasrallah, büyük ve mübarek Mescid-i Aksa Tufanı operasyonunun karar ve uygulama itibarıyla yüzde 100 Filistinlilere ait olduğunu ve büyük bir gizlilik içerisinde başladığını vurguladı.
Aksa Tufanı operasyonunda yaşananların, iddia edildiği gibi İran'ın direniş grupları üzerinde karar aldırma etkisinin olmadığını gösterdiğini belirten Nasrallah, gerçek karar alıcıların direnişin liderleri ve mücahitleri olduğunu kaydetti.
Nasrallah, Aksa Tufanı operasyonunun, siyonist oluşumun örümcek ağından da daha zayıf olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
ABD'nin bu süreçte işgalci rejime verdiği desteğe dikkat çeken Nasrallah, 'Amerika'nın israili destekleme hızı, bu siyonist oluşumun zayıflığını bir kez daha ortaya çıkardı. ABD donanmalarının gelmesi, askeri depoların işgal ordusu için açılması ve israilin ilk günden itibaren 10 milyar dolar istemesi siyonist rejimin güçlü bir ülke olduğu ve kendi ayakları üzerinde kalabildiği tezlerini bir kez daha çürüttü.' dedi.
Nasrallah, Gazze'de olup bitenlerin sorumlusunun ABD olduğuna ve işgalci rejimin bir piyon olduğuna dikkat çekerek tüm bunların bedelini ödeyeceğini ifade etti.
Bugün Gazze'de yaşananların, 2006'da Lübnan-israil savaşında da yaşandığını aktaran Nasrallah, o günlerde de büyük laflar eden işgalci rejimin hüsrana uğradığını bildirdi.
Nasrallah, 'Hepimiz Gazze'deki direniş savaşçılarının kahramanlıklarına ilk elden tanık olduk. Direniş savaşçısı ilerleyip bombayı tankın çatısına yerleştiriyorken işgalci düşman, bu topraklarda ve savaşçılarla nasıl baş edebilir ki?' diye konuştu.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Aksa Tufanı sonrası yaşananların öncekiyle aynı olmadığını, herkesin sorumluluk taşımasını gerektirdiğini vurgulayarak, Gazze'ye yönelik saldırıyı durdurmak ve HAMAS'ın Gazze'de zafer kazanmasını sağlamaya odaklanılması gerektiğini vurguladı.
Nasrallah, 'Gazze'nin zaferi, Filistin halkının zaferi, Filistin'deki ve tüm Filistin'deki tutsakların, Kudüs'ün ve başta komşu ülkeler olmak üzere bölge halklarının zaferi anlamına gelir.' ifadelerini kullandı.
Arap ülkelerine çağrı
Arap ülkelerine Gazze'ye yönelik saldırıyı durdurmak için çalışmaları ve işgalci rejimle ilişkilerini kesip elçilerini geri çekmesi çağrısında bulunan Nasrallah, ayrıca petrol ve doğal gazın işgalci rejime verilmemesini istedi.
Nasrallah, şunları kaydetti:
'Bugün savaş ilan edeceğimizi söylüyorlar. Biz zaten savaştayız. 8 Ekim'de savaşa girdik.
Sınırda yaşananlar önemli ve etkilidir. Ancak bununla yetinmiyoruz. Sınırdaki israile saldırılarla yetinmiş değiliz. Lübnan cephemizde yaşananlar bir açıdan 1948'den bu yana siyonist tarihinde yaşanmamış şeylerdir.
Lübnan direnişi 8 ekimde hakiki bir savaşa girmiştir. Oradaki halk bunun farkındadır.'
'Lübnan cephesi, Gazze'ye destek cephesidir'
'Lübnan cephesinin, Gazze'ye saldırıda kullanılacak kuvvetlerin büyük bir kısmını azaltarak kendi yönlerine çekilmesine' vesile olduğunu vurgulayan Nasrallah, 'Biz bu cephemizin ilerlemesini iki şeye bağlıyoruz: Lübnan cephesi, Gazze'ye destek cephesidir. Gazze'deki duruma göre bu cephemiz genişleyecektir. Lübnan cephesi için siyonist rejimin Lübnan'a yönelik hareketleri de önemli olacaktır. Onların saldırıları bizi daha büyük eylemlere yönlendirecektir. Bizden sivil katlederlerse biz de onlardan sivil öldüreceğiz.' diye konuştu.
'Tüm ihtimaller masadadır ve açıktır'
Nasrallah, şöyle devam etti:
'Lübnan cephesinde tüm ihtimaller masadadır ve açıktır. Ve seçenekler masadadır. Ve her an bu seçenekleri uygulayabiliriz. Hepimiz hazır olmalıyız. Her ihtimale karşı hazırlığımızı tamamlamalıyız.
Sizin deniz donanmalarınıza karşı da çok sayıda şey hazırladık. Ey ABD! Lübnan, Irak ve Afganistan'da düştüğünüz aşağılım durumu hatırlayın.
Yakında Gazze'nin zaferiyle buluşacağız. Bu kez onların zaferi dolayısıyla burada toplanacağız.' (İLKHA)