Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TV'de '15 Temmuz Özel Röportaj' programına katıldı.

İletişim Başkanı Altun, 15 Temmuz direnişinde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, 'Gerçekten aziz şehitlerimizin hatırası çok kıymetlidir, çok kutsaldır ve bu gerekçeyle de bu hatıranın doğru bir şekilde hatırlanması, toplumsal belleğe doğru bir şekilde kazınması için çok gayret sarf etmemiz gerekmektedir. Bu noktada içinde bulunduğumuz bu müze de bu gayretin yansımalarından bir tanesidir. 253 şehidimiz var, 253 kahramanımız var.' diye konuştu.

'O kahramanlar gerçekten Kurtuluş Savaşı'ndaki kahramanlarımız gibi, bu ülkeyi bize vatan kılan bütün şehitlerimiz gibi tarihimizde müstesna bir yere sahiptir.' ifadesini kullanan İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:

'Birileri 15 Temmuz darbe girişimini, işgal girişimini hayata geçirmek için çok yoğun hazırlıklara girişti. FETÖ, bu hain terör örgütü, uluslararası alanda yoğun bir destekle bu darbeye zemin hazırlamak için çok yoğun bir şekilde çalıştı. Uluslararası medya aracılığıyla çok yoğun dezenformasyon gayretleri içerisine girdi. Kendi müntesipleri üzerinden, örgüt mensupları üzerinden bir dizi istihbarat çalışması yürütmeye ve bu istihbarat çalışmalarıyla kendince ülkede bir zafiyet ortamı oluşturmaya çalıştılar. 15 Temmuz'a giden süreçte, 7 Şubat MİT krizi ile 17-25 Aralık emniyet ve yargı müdahaleleri ile siyaseti dizayn etmeye çalıştılar. Bunların hepsi Cumhurbaşkanımızın gayreti ile bertaraf edildi.'

'Türkiye'yi işgal planının bir parçası olarak hareket ettiler ve başarılı olamadılar'

FETÖ yapısının ilk defa 17-25 Aralık'tan sonra siyasal alanda kendisini görünür kıldığını söyleyen İletişim Başkanı Altun, '30 Mart 2014 yerel seçimlerinde varlık gösterip Cumhurbaşkanımızın karşısında yer aldı. Fakat orada da başarılı olamadılar. Ondan önce Gezi kalkışmasında yine bu yapının arka planda çok ciddi bir varlığı söz konusuydu ve bu varlıkla ciddi bir şekilde Türkiye siyasal alanını istikrarsızlaştırmaya ve bu istikrarsızlaşma üzerinden bir yönetim değişikliği meydana getirmeye yönelik girişimleri oldu. Fakat bunların hiçbirinde başarılı olamadılar. En son çare olarak 15 Temmuz'da bir darbe yapmaya çalıştılar. Bu darbeyi yapmaya kalkanlar, esas itibarıyla Türkiye'yi işgal planının bir parçası olarak hareket ettiler ve başarılı olamadılar.' değerlendirmesinde bulundu.

İletişim Başkanı Altun, 'Geçtiğimiz 7 yıllık sürece baktığımızda 15 Temmuz direnişinin halk üzerindeki mevcut ve muhtemel etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusunu, şöyle yanıtladı:

TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Filistin Meselesi Bizim İçin Milli Bir Davadır" TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Filistin Meselesi Bizim İçin Milli Bir Davadır"

'15 Temmuz gerçekten halkın içinden, milletin içinden çıkmış, hepimizin şahit olduğu, hepimizin orada net bir şekilde gözlemlediği üzere doğal bir direniş hareketidir. Çünkü o gün uluslararası alandaki egemenler, Türkiye'de bir yönetim değişikliği yapmak için, bir kirli örgütü, hain bir terör örgütünü kullandılar. Millet buna lideri ile birlikte net bir şekilde darbe vurdu, darbe yapmak isteyenlere darbe vurdu ve onları bertaraf etti. Bunu yaparken de ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Milletin öz güveninin tescilidir 15 Temmuz. Bu anlamda baktığınızda milli iradenin aslında kendi modernleşme tarihimiz içerisinde de ne denli önemli olduğunun millet tarafından da net bir şekilde hatırlandığı ve örneğin 27 Mayıs'ta olduğu gibi 12 Eylül'de olduğu gibi öyle isteyenin gelip de iradesine ipotek koyabileceği, elinde silah olan birilerinin müdahale edebileceği bir alan olmadığını gösterdi. Bu yönüyle bir öz güven göstergesidir, milletin öz güveninin yükselişinin göstergesidir bu nedenle de ayrıca kıymetlidir.' (İLKHA)

Editör: Ömer Faruk