Günümüzde çocukların ve gençlerin hayatında büyük bir etkiye sahip olan popüler sosyal medya uygulamaları (örneğin Facebook, İnstagram, Snapchat, Youtube, TikTok gibi) bugünün teknoloji çağında vazgeçilmez birer araç haline gelmiştir. Ancak, gelecekte de bu listeye yeni sosyal medya uygulamalarının ekleneceği tahmin edilmektedir.
Ebeveynlerin çoğu günümüzde çocuklarının akıllı telefon taleplerine karşı koyamayarak, zaman içinde akıllı telefonlarını almaktadır. Ancak, akıllı telefonun alınmasıyla birlikte ortaya çıkan sorunlar, daha önce belirlenen koşulların ve sözlerin zaman içinde tutulmamasıyla artış göstermektedir. Bu durum, çocukların telefonlarından ayrı kalamaz hale gelmelerine, gerçek hayattan koparak sosyal medyaya yönelmelerine neden olmaktadır.
Sosyal medya platformlarında fazla vakit geçirme alışkanlığı, çocukların sosyal medya bağımlılığı geliştirmelerine yol açabilir. Aşırı zaman harcama sonucunda, çocukların akademik başarısı düşebilir, uyku düzeni bozulabilir ve karşı gelme gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ebeveynler, çocuklarını sosyal medya bağımlılığından korumak ve onları daha sağlıklı alışkanlıklara yönlendirmek adına çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır.
Ebeveynler, akıllı telefon kullanımının bu olumsuz etkileriyle başa çıkmak ve çocuklarının geleceğini korumak için çeşitli tedbirler alabilirler. Öncelikle, çocuğa akıllı telefon kullanımının sınırlarını belirlemek, haftalık kullanım saatleri ve izin verilen uygulamaları belirlemek faydalı olabilir. Ebeveynler, çocuklarının sosyal medyada harcadığı zamanı izleyerek, aşırı kullanımı tespit edebilir ve bu konuda onlara yönlendirici olabilirler.
Eğitici ve yapıcı içeriklerin takip edilmesi, çocukların telefonlarını daha verimli bir şekilde kullanmalarını sağlayabilir. Aynı zamanda, çocuklarla açık iletişim kurmak ve sosyal medya kullanımının olumlu ve olumsuz yönlerini paylaşmak da önemlidir. Ebeveynler, çocuklarını sosyal medya bağımlılığından korumak için bir yol haritası oluşturarak, çaresizlik yerine çözüm odaklı yaklaşımlar benimseyebilirler.
Günümüzde gençler arasında dijital medya kullanımı oldukça yaygın hale gelmiştir. İşte dijital medya kullanımıyla ilgili bazı gerçekler:
-
Akıllı Telefon Sahipliği: Gençlerin yaklaşık %75'i bir akıllı telefona sahip. Bu telefonlar sayesinde televizyon ve videoları izleme, uygulama indirme gibi birçok işlemi gerçekleştirebiliyorlar.
-
İnternet Bağlantısı: Gençlerin %25'i kendilerini sürekli olarak internete bağlı hissediyor. Bu durum, günümüzde internetin hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor.
-
Sosyal Medya Kullanımı: Gençlerin %76'sı en az bir sosyal medya platformunu kullanıyor. Bu platformlar arasında Facebook, Snapchat ve Instagram gibi popüler sosyal medya siteleri bulunuyor. Gençlerin büyük bir kısmı birden fazla sosyal medya platformunu aktif olarak kullanıyor.
-
Video Oyunları: Hanelerin %80'inden fazlasında video oyunları oynamak için kullanılan bir cihaz bulunuyor. Bu, gençlerin büyük bir çoğunluğunun video oyunlarına ilgi gösterdiğini ve bu oyunları oynadıklarını göstermektedir.
Dijital medya, gençler arasında iletişim, eğlence ve bilgi edinme gibi pek çok amacı karşılamak için kullanılıyor. Ancak, bu kullanımın dengeli ve sağlıklı olması da önemlidir. Ebeveynler ve eğitimciler, gençlerin dijital medya kullanımını takip ederek, olumsuz etkilerden korumaya çalışmalı ve onlara bilinçli medya kullanımı konusunda rehberlik etmelidir.
Dijital medya ve ekranların aşırı kullanımının çocukların üzerinde riskleri
Dijital medya ve ekranların aşırı kullanımı, çocukların sağlığı ve gelişimi üzerinde çeşitli riskleri beraberinde getirebilir. İşte bu risklere dair önemli noktalar:
-
Obezite Riski: Günde 5 saatten fazla televizyon izleyen gençlerin aşırı kilolu olma olasılığı, daha az ekran zamanı harcayanlara göre 5 kat daha yüksektir. Özellikle yüksek kalorili yiyecek reklamlarıyla sıkça karşılaşan gençler, bu tür reklamların etkisiyle aşırı yeme davranışları geliştirebilirler.
-
Uyku Problemleri: Medya kullanımı, özellikle mobil cihazlarla uyumadan önceki saatlerde, uykuyu olumsuz etkileyebilir. Mavi ışık ve uyarıcı içerikler, uyku kalitesini düşürebilir ve uyku problemlerine yol açabilir. Bu da çocuğunuzun ruh hali, davranışları ve okul performansını etkileyebilir.
-
Sorunlu İnternet Kullanımı: Aşırı çevrimiçi medya kullanımı, çocuklarda sorunlu internet kullanımı riskini artırabilir. Bu durum, çocuğun gerçek hayat ilişkilerini zayıflatabilir, okul performansını düşürebilir ve hatta depresyon riskini artırabilir.
-
Okul Performansına Etki: Çocuklar genellikle medya kullanımını ev ödevi gibi diğer faaliyetlerle birleştirirler. Bu çoklu görevler, okul başarısını olumsuz etkileyebilir ve odaklanma sorunlarına yol açabilir.
-
Riskli Davranışlar: Sosyal medyada sergilenen görüntüler, gençlerin riskli davranışlara yönelmesine neden olabilir. Madde kullanımı, cinsel davranışlar, kendine zarar verme gibi riskli davranışların sergilenmesi, medya etkileşimiyle ilişkilendirilebilir.
-
Şiddet İçeren Davranışlar: Şiddet içeren medya içerikleri, özellikle erkek çocuklarda saldırgan veya korkulu davranışları artırabilir. Ancak, etki kişilik ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Gençlerin medya şiddetine maruz kaldıktan sonra saldırganlık gösterme olasılığı, kızlara göre daha yüksektir.
-
Siber Tehditler: Çocuklar ve gençler, siber zorbalığın ve mahremiyet ihlallerinin kurbanı olabilir. Cinsel içerikli paylaşımların yanı sıra, siber zorbalık da çocuğun ruhsal ve sosyal sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Dijital medya kullanımının çocukların hayatında önemli bir rol oynadığı günümüzde, ebeveynlerin ve eğitimcilerin çocukların medya kullanımını sınırlamak, bilinçli ve dengeyi sağlamak için çaba sarf etmeleri önemlidir. Ayrıca çocuklara, dijital medyanın olası risklerini anlatarak, sağlıklı medya alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olunmalıdır.
Ebeveynlerin yapması gerekenler
Günümüzde çocuklar, kişiselleştirilmiş medya deneyimleri sunan bir çağda büyümekte ve bu durum ebeveynlerin çocukları için özel medya kullanım planları geliştirmelerini gerektiriyor. Medya planları oluşturulurken çocuğun yaş, sağlık durumu, kişilik özellikleri ve gelişim aşamaları göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun yanı sıra, çocukların ve gençlerin yeterli uyku, fiziksel aktivite ve medyadan uzak zaman ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır.
özellikle iki yaşından küçük çocukların televizyon ve diğer medya kullanımını sınırlamaya vurgu yapılmaktadır. Bu yaş grubundaki çocukların medya kullanımının eğitsel veya gelişimsel faydalarını destekleyen yeterli kanıt olmadığını belirtmektedir. Ayrıca, bu yaş grubundaki çocukların sağlığının ve gelişiminin medya kullanımından olumsuz etkilenebileceğine dikkat çekmektedir.
çocukların medya kullanımında olumlu etkilerden çok potansiyel olumsuz etkilerin daha fazla olduğunu vurgulanarak, ebeveynleri bu konuda önlem almaları konusunda uyarmaktadır. Çocukların sağlıklı gelişimi ve iyi bir yaşam dengesi için medya kullanımının ölçülü bir şekilde yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Ebeveynlerin, çocuklarının medya kullanımını yakından takip etmeleri, içerik seçimlerini doğru yapmaları ve medya kullanımını sınırlayan kurallar belirlemeleri önemlidir. Bu şekilde çocukların medya kullanımının sağlıklı sınırlar içinde tutulması ve olumsuz etkilerin minimize edilmesi mümkün olabilir.