Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Yetim çocuklar, parçalanarak şehid olan Gazzeli çocukların temsili naaşlarını tekbirler eşliğinde omuzlarında taşıdı.

Programda kısa bir konuşma yapan İHH Şanlıurfa Şube Başkanı İl Başkanı Behçet Atila, 'Binlerce yetim çocuğumuzun Gazzeli kardeşlerin acılarında yüreklerinde his ederek yaptığı bu eylemi çok değerli buluyoruz. Gazze'de hunharca katledilen çocukların her biri bir cennet kuşu olarak inşallah cennete uçmuşlardır. Dünyanın bu yaşanan soykırım karşısında ayağa kalkması ve bu orantısız güç savaşını durdurması lazım. İslam ülkelerinin liderlerine sesleniyoruz, harekete geçin! daha çok çocuğun ölmemesi için ne yapmak gerekiyorsa derhal yapmak lazım, yarın çok geç olabilir. Halkları da meydanlardan inmemeye, siyonizmin haykıra haykıra barbarlığını dünyaya duyurmaya ediyoruz.' dedi.

Narin Güran’ın Cenazesi Ailesine Teslim Edildi: Cinayet Soruşturması Sürüyor Narin Güran’ın Cenazesi Ailesine Teslim Edildi: Cinayet Soruşturması Sürüyor

Programda, çocuklar tarafından basın açıklaması okundu.

'Gazzeli çocuklar öldürülmesin ve yetim bırakılmasınlar'

Açıklamada, 'Ey büyüklerim! Gazze'de çocuk olmanın zorluğunu ve bedelinin ne olduğunu bugün burada avazımızın çıktığınca yüksek sesle dile getiriyor ve Gazzeli akranlarımızın, kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz ve acılarını yürekten paylaşıyoruz. Savaş ve işgal maalesef en fazla kadın ve biz çocukları etkiliyor, katledilen kadın ve çocukların yansıra her şeye rağmen hayatta kalan çocuk ve kadınların da psikolojileri bozulmakta ve yüreklerinde kapanmaz yaralar açmaktadır. Gazze'de çocuk olmak, siyonistlerin ve destekçilerinin uçak ve bomba sesleri altında ölümü beklemektir. Siyonist uçaklarının attığı bomba ve füzelerle yıkılan evlerin enkazı altında yükselen çığlıktır, annelerin de bu çığlıklara şahit olmaları ve ölümü beklemekten başka çaresinin olmadığını bilmeleridir.' denildi.

Gazze'de çocuk olmaya dikkat çekilen açıklamada, 'Gazze'de çocuk olmak; Yaralandığında veya hastalandığında doktora gidememektir, hastaneye gitse bile hastanede dahi can güvenliğinin olmamasıdır. Doktora ulaşsa bile ilaca ulaşamayacağının farkında olmaktır. Gazze'de çocuk olmak, bırakın bir soğuk algınlığı için hastaneye gidip tedavi olmayı bombardımanda bomba ve şarapnel parçaları ile kolu, ayağı koptuğu ve her tarafı yara bere içerisinde olduğu halde acılar ve çaresizlik içerisinde ölüm meleğini beklemektir. Gazze'de çocuk olmak; eğer şanslı ise annesinin, babasının kucağında kefenlenmeyi beklemektir. Çoğu zaman ise parçalanmış cesedinin bir poşette bir araya getirilmesi demektir. Gazze'de çocuk olmak; bu ölüm diyarında parçalanmış cesedinin arkasında ağlayacak, yasını tutacak bir annesinin bile olmamasıdır, çünkü annesi de yarım saat önce paramparça bir şekilde can vermiş olmasıdır. Gazze'de çocuk olmak, akranları okul bahçelerinde, parklarda ve evlerinin sokaklarında oynarken; bombardımanlarla harap olan şehirlerinde, içinde ders görecekleri bir okul, oyun oynayacakları bir parkları ve içinde dolaşacakları bir sokaklarının olmamasıdır. Gazze'de çocuk olmak; annesiz, babasız, yetim ve öksüz olmak demektir. Yıkıntılar arasında, parçalanmış bedenleri ve çaresiz bakışlarıyla hepimizi Allah'a şikayet etmeleri demektir. Gazze'de çocuk olmak; melun topluluğun bombaları altında ve Müslüman idarecilerin taşlaşmış vicdanları karşısında ölümlerden ölüm beğenmektir.' ifadelerine yer verildi.

'Gazze'de çocuklar ve anneleri için güvenli bir yer söyler misiniz?'

Açıklama şöyle devam etti:

'Bunlardan daha kötüsü ise dünyanın bu barbarlığa zulme ve soykırıma; kör, sağır ve dilsiz kalmalarıdır, insanlığın yerle yeksan olmasıdır. Hatta bazı batılı ülkeler ise daha illeri giderek daha çok çocuk ve kadının ölmesi için siyonist terör devletine her türlü yardımı sağlamasıdır. Bunu ifade edecek kelime bulamıyor ve diyoruz ki zalimler için yaşasın cehennem. Evleri mi, sokakları mı, oyun yerleri mi, okulları mı, camileri mi, hastaneleri mi? Hayır hayır maalesef hiçbir yerin güvenli olmadığına parçalanmış çocuk cesetleri ile şahit oluyoruz. Anneler babalar şehit olacak olan çocuklarını tanıyabilmeleri için ellerin avuçlarına, kollarına ayaklarına ve birçok yerine aynı anda isimlerini yazıyorlar. Çocuklarının cesetlerinin parçalarını bir araya getirmek için bunu yapıyorlar. Bu nasıl bir barbarlık ve vahşettir! Zalim, barbar, acımasız, insanlıktan nasibini almadığı net anlaşılan bebek ve çocuk katili Siyonist İsrailli en şiddetli bir şekilde kınıyor ve avazımızın çıktığı en yüksek sesle lanetliyoruz. Evet, biz çocuklar da kahrolsun İsrail diyoruz. Bizler Şanlıurfalı ve Şanlıurfa'da ikamet eden yetim çocuklar olarak Gazzeli çocukların acılarını her an yüreğimizde paylaşıyoruz, her vicdan sahibi insanı bu soykırıma ve vahşete dur demeye davet ediyoruz. Özellikle İslam aleminin, ülkelerinin tüm idarecilerini tüm inakları seferber edip bir an önce bu orantısız gücü ve savaşı durdurmaya davet ediyoruz. Yoksa biz de hepinizi Allah'a şikayet edeceğiz. Ey anneler, babalar, kardeşler! Ne olursunuz Siyonist İsrail mallarını almaktan artık vazgeçin. Onların mallarını boykot edin. Zalime destek olmayın, mazlumun yanında olun. Çocukların küçücük bedenlerinin kocaman bombalarla parçalanarak ölmediği, güvende olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle bu eylemimize katılım sağlayan herkese çok teşekkür ediyoruz.' (İLKHA)

Editör: Ömer Faruk