İç Hastalıkları Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, özellikle influenza A ve RSV vakalarında artış yaşandığını ve semptomların geçmiş yıllara kıyasla daha şiddetli olduğunu belirtmektedir. Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, RSV enfeksiyonuna karşı alınabilecek önlemleri ve hastalıklardan korunmada glutatyonun önemini vurgulamaktadır. Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, "Glutatyon terapisi ile bağışıklığı güçlendirebiliriz" ifadesini kullanmaktadır. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, bağışıklığı güçlendirmenin tüm enfeksiyonlara karşı en etkili savunma olduğunu belirtmekte olup, RSV salgını hakkında bilgi vermektedir. Dr. Hacıosman, "RSV genellikle çocuk yaş gruplarında salgın oluşturur, ancak erişkinlerde de görülebilir. RSV, hafif, soğuk algınlığı benzeri semptomlara neden olan yaygın bir solunum virüsüdür. Burun tıkanıklığı, kuru öksürük, düşük dereceli ateş, boğaz ağrısı, hapşırma ve baş ağrısına neden olabilir. RSV'ye karşı alınabilecek önlemleri ve risk gruplarını açıklamaktadır.

"RSV ENFEKSİYONU, ZATÜRRE VE BRONŞİOLİTE NEDEN OLABİLİR"

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, RSV enfeksiyonunun ağır vakalarda alt solunum yoluna yayılabildiğine vurgu yaparak, bu durumda zatürre veya bronşiolite neden olabileceğini belirtmektedir. Ayrıca, orta kulak enfeksiyonu, astım ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi komplikasyonlar hakkında bilgi vermektedir. Dr. Hacıosman, günümüzde RSV'ye karşı koruyucu bir aşının bulunduğunu ve bebekler, hamileler, yüksek riskli erişkinler ve yaşlıların korunmasının önerildiğini belirtmektedir.

"RSV ENFEKSİYONUNA KARŞI ALINABİLECEK TEDBİRLER"

Dr. Öğr. Üyesi Hacıosman, RSV enfeksiyonuna karşı alınabilecek tedbirleri sıralayarak, ellerin sık sık yıkanması, çocuklara el yıkamanın öğretilmesi, öksürme veya hapşırma durumunda ağız ve burunun kapatılması, ateşi veya soğuk algınlığı olan kişilerle temasın sınırlanması, sık dokunulan yüzeylerin düzenli temizlenmesi, eşyaların temiz tutulması ve kullanılmış mendillerin hemen çöp kutusuna atılması gibi önlemleri tavsiye etmektedir. Ayrıca, devam eden veya kötüleşen soğuk algınlığı benzeri semptomlar durumunda doktora başvurulması gerektiğini belirtmektedir.

"YAŞ İLERLEDİKÇE GLUTATYON ÜRETİMİ AZALIR"

Doğal ve sağlıklı beslenme, sigara ve alkol kullanımından kaçınma, kilo kontrolü, düzenli egzersiz ve uyku düzenine dikkat etmenin enfeksiyonlardan korunmada önemli olduğunu vurgulayan Dr. Hacıosman, bağışıklığı güçlendirmek için C vitamini ve glutatyon desteği alınabileceğini ifade etmektedir.

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, yaşın ilerlemesiyle vücuttaki glutatyon üretiminin azalmaya başladığını belirterek, "Glutatyonu takviye etmek için glutatyon terapisine başvurulabilir. Bu tedavi, genellikle bağışıklık sistemini güçlendirmek ve detoks amacıyla kullanılır. Vücutta glutatyon eksikliği olmadığı durumlarda da takviye amacıyla uygulanabilir. Glutatyon terapisiyle bağışıklığı güçlendirerek enfeksiyonlardan korunmaya yardımcı olunabilir" ifadesini kullanmaktadır.

"ALZHEİMER VE PARKİNSONA KARŞI GLUTATYON TEDAVİSİNDEN FAYDALANILABİLİR"

Dr. Hacıosman, glutatyonun vücutta bağışıklık sistemini desteklediğini, C ve E vitaminlerini canlandırdığını, serbest radikalleri parçaladığını, bazı enzimleri aktive ettiğini, yağların parçalanması için karaciğer ve safra kesesini desteklediğini, toksinleri metabolize ettiğini ve DNA onarımı gibi görevleri olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca, kronik yorgunluk sendromu, kalp hastalıkları, damar tıkanıklığı, kolit, yüksek kolesterol, osteoartrit, astım, katarakt, diyabet, glokom, Alzheimer ve Parkinson gibi birçok hastalığa karşı glutatyon tedavisinden faydalanılabileceğini belirtmektedir.

Glutatyon Nedir, Tedavisi ve Faydaları Nelerdir?

Son dönemde popüler hale gelen glutatyon takviyeleri, genellikle bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Ancak glutatyonun detoks ve güzellik amaçlı da kullanılmasına yönelik ilgi artmaktadır. Peki, glutatyon nedir ve ne işe yarar? İşte glutatyon hakkında bilinmesi gerekenler:

Glutatyon Nedir?
Glutatyon, vücudumuzdaki hücrelerin doğal yapısındaki amino asit birleşikleridir. Sistein, glutamik asit ve glisin amino asitlerinden oluşan glutatyon, karaciğer tarafından üretilir ve hücre hasarlarına karşı bir bariyer görevi görür. Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, hücre büyümesi ve yok olması yönetiminde önemli bir rol oynar. Aynı zamanda karaciğerin kimyasallardan arınmasına yardımcı olur.

Uzman Doktor Yumuk: "Kalp Ne Kadar Yavaş Atarsa Kalp Sağlığı O Kadar Uzun Olur" Uzman Doktor Yumuk: "Kalp Ne Kadar Yavaş Atarsa Kalp Sağlığı O Kadar Uzun Olur"

Glutatyon Bakımından Zengin Besinler:
Glutatyon içeren besinler arasında et, sebzeler, süt ve süt ürünleri bulunur. Özellikle N-asetil sistein içeren besinleri tüketmek glutatyon düzeyini artırabilir. Sarımsak, soğan, brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, ıspanak, kuşkonmaz, biber, havuç, patates, avokado, balkabağı ve kavun gibi besinler glutatyon içeren sebze ve meyveler arasında yer alır.

Glutatyon Eksikliği ve Sebepleri:
Glutatyon eksikliği genellikle hissedilmez, çünkü birçok besin glutatyon içerir. Ancak yetersiz beslenme, çevresel toksinler, stres ve yaşın ilerlemesi glutatyon eksikliğine neden olabilir. Bazı hastalıklar, örneğin kanser, diyabet, Parkinson hastalığı ve hepatit gibi durumlar da düşük glutatyon seviyelerine yol açabilir.

Glutatyon Eksikliği Belirtileri:
Glutatyon eksikliği belirtileri genellikle spesifik değildir ve hissedilmez. Ancak kanser, diyabet, Parkinson hastalığı gibi hastalıklarda düşük glutatyon seviyeleri gözlenebilir.

Glutatyon Tedavisi ve Faydaları:
Glutatyon takviyesi, eksiklik durumunda doktor kontrolünde uygulanabilir. Bu takviye ağızdan tablet, nebülizör solunumu veya damardan serum şeklinde verilebilir. Glutatyonun bağışıklık sistemini desteklemek, C ve E vitaminlerini canlandırmak, serbest radikalleri parçalamak, enzimleri aktive etmek, karaciğer ve safra kesesini desteklemek, toksinleri metabolize etmek ve DNA oluşumu ve onarımında rol oynamak gibi faydaları olduğuna inanılır.

Glutatyonun Zararı ve Yan Etkileri:
Glutatyon takviyeleri yan etkilere neden olabilir. Karında kramplar, şişkinlik, solunum sıkıntıları, alerjik reaksiyonlar gibi durumlar ortaya çıkabilir. Ayrıca, uzun süreli kullanım çinko değerlerini düşürebilir. Hamile ve emziren kadınlar için güvenli olup olmadığı konusunda net bilgi bulunmamaktadır. Glutatyonun cilt üzerinde kullanılması bazı risklere yol açabilir ve bu konuda dikkatli olunmalıdır.

Sonuç olarak, glutatyon takviyesi almadan önce mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Herkes için uygun ve güvenli olmayabilir, ve bilimsel araştırmalar bu konuda hala yetersizdir.

Editör: Ömer Faruk